Daha önce şu yazımda belirttiğim gibi peyzaj mimarlığında okuyorum. Blogumda zaman zaman peyzaj ile ilgili kitapların incelemelerine de yer vereceğim.
Peyzaj ile ilgili yazılarımın genel okuyucu kitleme (her ne kadar şu an siteme katılan kişi sayısı çok olmasa da tıklama istatistiklerim göz ardı edilecek gibi değil ^^ ) de hitap edebilmesi adına konuyu olabildiğince mizah ile süslemeye çalışıp biraz içimi dökeceğim :)

Metro, otobüs, tramvay gibi toplu taşıma araçlarında göz altları morarmış, günlerdir uyumamaktan dolayı tedirginlik belirtileri gösteren, kıyafetlerinde yapıştırıcı ellerindeyse mürekkep/ boya lekeleri olan, bileğinde lastiği ile aksesuar trendlerini alt üst eden, şeffaf poşetinde onlarca kağıt rulosu taşıyıp, sırt çantasında bilumum boya, kesici/ delici alet edevat bulundurup bütün bunların yanı sıra en büyük boy çöp poşetine sarıp sarmaladığı bol ağaç içeren maketini evladı gibi koruyup kollayan o uykusuz var ya hani... İşte o arkadaşımız peyzaj mimarı!
Bu bölüme geçmeden önce Orman Fakültesi'nde okumama rağmen bir tane bile peyzaj mimarı arkadaşım yoktu. Bu sebeple bölüme dair bildiğim tek şey "E biz elimizde kazma kürek toprak kazıyoruz bunlar oturduğu yerden daha çok para kazanıyor"du. Ne yazık ki sektörün ucundan kıyısından içinde olan ben bile peyzaj mimarlığı hakkında sınırlı bilgilere ve büyük ön yargılara sahiptim. Çünkü biz dilimizden olmayan kelimeleri hayatımıza sokamayız. Anlamını tam olarak oturtamayız, yalan mı a dostlar?
Peyzaj Mimarlığı verdiği 4 yıllık (bazı fakültelerde hazırlık ile birlikte 5) zorlu eğitimden sürecinden sonra uykusuzluğu hayatının baş rolüne oturtmuş, kahvesiz yaşamayı beceremez hale gelen, merdiven çıkarken içinden rıht hesapları yapan, ilk defa ziyaret ettiği avm wclerinde "lavabonun boyu sence de standartların biraz altında değil mi?" cümlesini arkadaşına kurup ondan cevap bekleyen insanlar yetiştirir. Bu insanların; %90'ı özel sektörün elinde olan piyasada, elindeki zibilyonuncu sertifikasıyla iş bulma savaşının kazananları olup ; villa bahçesi, toplu konut bahçesi, semt parkları, piknik alanları, orman bölgeleri gibi ne yazık ki elimizde sınırlı sayıda kalan özel ve kamu kullanımına açık yeşil alanlarda meydanlar, çocuk oyun alanları, dinlenme alanları ve çeşitli tesisler tasarlaması beklenir. Bu sebepten bir peyzaj mimarı hem mimari eğitime hemde temel botanik bilgileri ile kuşatılmış bitki eğitimine adar ömrünü.
Ne yazık ki bir çok ülke de 3-5 farklı uzmanlık alanında ele alınan konuları bu garibim peyzaj mimarı tek başına öğrenmeye çalışır. Ekolojiyi de bilmelidir, bitkiyi de bilmelidir, bitkinin hangi iklim koşulunda hangi sıcaklıkta ve hangi bitkiler ile birlikte dikilmesi gerektiğini de bilmelidir. Bunları yaparken temel tasarım prensiplerine uygunluğunu da göz ardı etmemelidir tabi ^^ Bir de dil zaman içerisinden anlam değişikliğine uğrayabileceği için biz bitkileri ölü bir dil olan ve bilim camiası tarafından sırf ölü / değişime uğrayamaz olduğu için tercih edilen Latince isimleri ile öğreniyoruz. Normal insanların "çam" ismiyle çağırdığı "göknar" Abies nordmanniana ssp. bornmuelleriana'dır bizim için ^^
Maketler, çizimler ve ödevler...

Bir peyzaj mimarı hem çizer hem maketini yapar hem de çizimlerini hocalarının karşısında jüri olarak adlandırdığımız adrenalin heyecan patlaması yaşatan gerilimli bir ortamda sunar. Gerilimin sebebi hocalar değil, kafalarda yeşeren "Kalırsam 1 sene uzayacak okulum zaten bir sene uzatmıştım, acaba kendimi mi vurayım ecelimle ölmeyi mi bekleyeyim? En son 3 gün önce yemek yemiştim galiba en iyisi bekleyeyim..." düşünceleridir.
Peyzaj mimarlığı bazı diğer bölümler gibi okuyanın hayatı olur. Bir çok meslek gibi işten çıktım işim bitti gibi bir durum bizde söz konusu bile değildir. Günlük hayatımızda olur da başka bir konu ile ilgileniyor gözüksek bile kafamızda ya bir merdiven çözümü vardır ya da projeye dair bir tasarla uğraşıyoruzdur. Hocalar tarafından beğenilen bir çok projenin arkadaş ortamında "Ay kusura bakmayın aklıma bir şey geldi şunu çizip geliyorum hemen" repliğinden sonra oluşturulduğuna bir çok kez tanık oldum. Mesleğimiz hayatımız oldu bizim daha okul aşamasında, mezun olunca düşünemiyorum contayı daha ne kadar sıyırabileceğimi ^^
Büyük bir minnet duyuyorum bölümüme ve meslektaşlarıma. Bizler olmasak dünya yaşanılır bir yer olmaktan oldukça uzakta olurdu. Her ne kadar otoban kenarlarına dandik çiçekli şekiller çiziyoruz gibi gözüksek de (ne yazık ki bu durum hocasından öğrencisine herkes için isyan sebebidir) biz faunaya uygun yaşam alanları oluştururken, tasarım açısından zenginleştirip yaşanılabilir serbest zaman alanları sunuyoruz size. Ah bir de yerli bitkilerimizi daha bol kullansak, ithal edilen kazulet kazulet kuğu / raket şeklinde budanmış acayip itici her bitkiyi her bir köşeye dikmesek tadımızdan yenmeyecek.
Peyzaj Mimarlığı'na dair bilgilendirme yapıp bir peyzaj mimarının ne tür kitapları kullandığından bahsetmemek olmazdı. Peyzaj'a dair ilk mini kitap tanıtımıma Landscape Details Desing ile başlıyorum.
Peyzaj mimarlığı öğrencileri olarak ne yazık ki Türkçe kaynak kitap bulmak konusunda sıkıntı yaşıyoruz. YEM Kitabevi bu konuda ki açığımızı her geçen gün yenilediği yayınları ile kapamaya çalışıyor olsa da bizim için yabancı dilde yayınlanmış kitaplar şu an için baş tacı ^^
Kaynak kitapları genellikle bölümde bir kişinin alıp elden ele dolaştırdığı gerçeğini itiraf edip, aslında sahip olmadığım ama arkadaşımın 300 TL'sine bir anda acımayarak kıyıp satın aldığı Landscape Details Desing; detay tasarımı örnekleri ve meydan tasarımları bulabileceğimiz Korece kaleme alınmış bir eser. Hoş dili Arviligjuaq İnuitçesi bile olsa fark etmeyecekti biz sadece resimlerine bakıyoruz ^^
2 kitaplık bir set halinde satılan bu eser toplamda 360 sayfalık renkli içeriği ile bize dünyanın dört bir yanından uygulanmış ya da proje haline getirilmiş yüzlerce örnek sunuyor. Kitabın içinden bir minik örnek gösterip tahmin ettiğimden daha uzun hazırladığım yazımı bitiriyorum.
Yazımı sonuna kadar okuyup öyle hemencecik kaçmak yok ^^ Yorumlarınız benim için çok değerli. Bu kadar okumuşken minik bir yorum yapmak ister misiniz?
Kitap Mimarı
Ceren KANDİL
Hikayeyi birebir yaşamış gelecekteki meslektaşlarından biri olarak şunu eklemeden de geçemeyeceğim.Bilirsin proje adı altında kendimize çektirdiğimiz eziyetlerimiz var bizim.Daha mezun olmadan süreci burda deşifre etmeyelim tabi orası ayrı :)Şaka bir yana daha iyi anlatılamazdı herhalde peyzaj ve peyzaj adına herşey.Tebrik eder başarılarının devamını dilerim :)
YanıtlaSilYorumun ve paha biçilemez kitabını benimle paylaştığın için, ama en çok dostum olduğun için teşekkür ederim balım ^^ Mezun olunca süreci daha detaylı bir şekilde dile getireceğim yazılarım olacak! Beklemede kalınız :)
SilCerencim blogunu cok begendim. Hayirli ugurlu olsun. Üslubuna bayildim, cok keyif aldim okurken:) Bizzat ayni durumlari yaşayan bir sınıf arkadaşın olarak söylüyorum tespitlerin okadar doğru ki beni anlatiyosun sandim bian:) peyzaj mimarligi ve peyzaji bilmeyenlere anlatabilecegin daha nice yazilar gormek isteriz:) vee ben bu blogu twitter sayfamda yayinlarim arkadasss^^ devamini bekleriz ama;)
YanıtlaSilTeşekkür ederim yorumun için Ece'cim :) Çok mutlu oluyorum güzel yorumlarınızı okuduğum zaman :) Peyzaja dair yorumlarımın devamı gelecek ^^
SilCerencim ne güzel yazmışsın. Blog yazma fikrini tebrik ederim. Zaten bir süredir-daha başlamadan- 'bıraksam mı acaba? ' diye düşünüyordum ben de. İyi oldu bu yazdıkların. :) Şaka bi yana takibindeyim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim ^^ Bırakmak yok! boş bir eskizi çizimler ile doldurunca yaşanılan o haz 10 gün uyumamaya değer. Çok güzel bir mesleğimiz var birazcık yoruyor sadece o kadar :)
SilBen bu meslegi tercih etmeyi dusunen biri olarak yaziyi okuduktan sonra kesinlikle bu meslegi tercih etmeyi dusunuyorum. Sizin gibi saygideger birinin bu guzel makalesi nice insanlari aydinlatacak emin olabilirsiniz. insallah bu bolumu okurum ve sizin fikirlerinize sahip meslektaslarim olur. ve en cokta bu makaleyi yazan sizi tanimak isterim :) Ece hanimin dedigi gibi uslubunuzunda cok hos oldugunu soylemeden gecemeyecem. Basarilarinizin ve guzel makalelerinizin devamini dilerim. :)
YanıtlaSilAli Akgun
Öncelikle yorumunuz ve ilginiz için ben teşekkür ederim. Mesleğimizi güzel temsil edebildiysem ne mutlu bana. Sizi aramızda görmekten biz de mutluluk duyarız. Başarılar ^^
SilRica ederim bu kadar iyi bir makaleyi ovmeden gecemezdim . Emin olabilirsiniz ki mesleginizi bu kadar iyi temsil eden hickimse gormedim . Bende aranizda olmaktan cok mutluluk duyarim . bu benim icin bir gurur kaynagi olacak hic kuskunuz olmasin.
Silorman mühendisliği dersleri ile kıyaslandığında okuması daha mı zor bu bölümün.cevap için şimdiden teşekkürler
YanıtlaSilOrtak bazı derslerimiz var ama iki meslek birbirinden çok ayrı. Ortak tek noktamız bitki bilgimiz ya da bazı amenajman derslerimiz diyebilirim. Bizde ekstradan işin mimari boyutu, tasarımsal açıdan gelişmemizi sağlayan dersler ve projeler mevcut. Mukayese etmek doğru gelmiyor bana bu iki mesleği fakat orman mühendisliği daha kolay bitirilebilir diyebilirim.
SilHarika bi anlatım olmuş. İnsanlar bizi asla cidiye almıyorlar ve buda benim çok canımı sıkıyo keşke herkes bu yazıyı okusa en azındna varlığımızdan haberdar olurlar. Duygularımıza tercüman olduğunuz için çok sağolun..
YanıtlaSilRica ederim ^^
Sil