Minicik bir gelişme, sosyal medyada gördüğüm öneriler ya da yeni bir izleyici beni mutluluktan havalara uçurmaya yetiyor. Gerçi beni mutlu etmek için sürpriz çikolatadan şirin çıkması bile yeterli ^^ Her ne kadar "koca kız" tabirine caiz olsam da bir yanım -hatta büyük bir yanım- "çocuk"...
Sevindiğimde kahkaha atıyorum üzüldüğümde salya sümük ağlayabiliyorum ve çevremdeki insanların bana bakıyor olmasından etkilenmiyorum. Hayatıma renk katmayı seviyorum mesela. Bu yüzden minicik minicik şeylere bin bir anlam yüklüyorum.

Bu zamana kadar basılmış ve her ay eklenen yüzlerce kitabı düşününce okuduğum kitaplar gözümde edebiyat okyanusundaki bir damla sudan farksız kalırken bu cümleyi duymak beni gerçekten üzüyor. Hiç bir şey yapmasam bütün gün kitap okusam gene de bitiremeyeceğim uzunlukta okumadığım kitaplar listem var henüz 1000'i bulmamış kitaplığım minnacık kalıyor haliyle. Hadi her şeyi geçtim yaptığım ne utanılacak ne de bir insanın yüzüne vurulacak bir eylemken, insana değil zarar bir çok konuda yarar katarken bunu bir kitap okuyucusuna söylemenin anlamı nedir? Çok sorguladım, bulamadım. Ama cevap vermek istedim...
Kitap okuyorum çünkü...
Ailem bana henüz okula gitmezken okuma-yazma öğretti. Bir kaç kez oynadıktan sonra kenara atacağım bebekler değil de her okuduğumda bana bir şeyler katan kitaplar hediye etti. Abur cubur alırken bütçem sınırlıyken kitap alışverişlerimde sınırsız bir bütçe sundular bana. Her zaman her koşulda beni bu konuda teşvik ettiler ve kitap hayatımın vazgeçilmez bir parçası oldu zamanla.

Haftada 2 kitabı bitiremediğim de oluyor, bir gün içinde doymayan bir heves ile 4 kitap okuduğumda... Özel bir zaman yaratamazsam eğer okumak için uykumdan vazgeçiyorum. Sanki bütün dünya derin bir uykudayken yeni bir kıtayı yeni maceraları keşfediyormuş gibi hissediyorum geceleri ^^ Okulum evime 2 (iki! gerçekten) saat uzaklıkta. Gidiş-dönüş hesaplarsak eğer trafik etkisiyle günümün 4,5 saatini toplu taşıma araçlarında geçiriyorum. Otobüsteki yakışıklı çocukla bakışmaktansa okumayı seçiyorum bu atıl zamanımda. Bir yarım saat de uyumadan önceyi eklersek günde 5 saat kitap okumak hiç bir işimi aksatmadan yapabileceğim ve yaptığım bir şey.
Kitap okumayan insanların öne sürdüğü "Zamanım yok" bahanesine gülmeyeyim de ne yapayım a dostlar? Hadi diyelim okulunuz evinize çok yakın yol probleminiz yok, hiç izlediğiniz dizilerdeki reklam aralarını hesap ettiniz mi? Günde 2 saat reklam kuşağı çilesi çekerken bile okusanız bir sürü kitap okumuş olursunuz. Kaldı ki kitap okumanın en büyük avantajı bir süre sonra televizyon ile ilişkinizi size fark ettirmeden bitiriyor oluşu. Senelerdir dizi izlemiyoruz bir eksikliğini de görmedik ailece :) Arkadaşım Hoşgeldin'i bir dakika kaçırmıyoruz ama o ayrı ^^
"Kitaplar çok pahalı" bahanesini öne süren insanlara da anlam veremiyorum, her gün bir çakmak yaverine en az 7,5 TL verebildikleri ama aynı fiyatta bir çok kitap varken birini bile alamadıkları için. Allah sizi inandırsın 2 liraya bile kitap alabilirsiniz ^^
Bunlar şu an hiç bir ön çalışma yapmadan aklıma gelen ilk etkenler. En yaygın kitap okumama bahanelerine de değindim birazcık. Bütün bu sebeplere rağmen ben geçip insanlara "Kuzuum neden kitap okumuyorsun?" demezken Ceren kuluna "Neden bu kadar okuyorsun?" ya da kızar gibi "Çok kitap okuyorsun!" derseniz kırılıyorum ben bilin istedim ^^
Bol kitaplı kitaplıklarınız olması dileğiyle,
Keyifli okumalar!
Kitap Mimarı
Ceren KANDİL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Abone olarak veya yorum yaparak, kişisel verilerinizin KVKK kapsamında işlendiğini kabul etmiş olursunuz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.