Kitap okumaktan blog yayını hazırlamaya fırsat bulamadığım bir ay oldu ekim. İş, okul, ev arasında geçen hayatımda farklı dünyalara açılan bir ışınlanma makinesi olarak görüyorum ben kitaplarımı. Özellikle gıdım gıdım ilerleyen İstanbul trafiğinin çıldırma önleyici tek reçetesi okuyucuyu büyüleyen, içinde bulunduğu zamanı ve mekanı unutturan, kimi zaman sağlam bir yumruk yemişçesine sersemleten kitaplar!
Kitap Mimarı geçtiğimiz ay hangi kitapları okumuş, hangi kitapların son sayfasında içi sızlayarak bir dostundan kopmuşçasına üzülmüş merak ediyorsanız eğer buyursunlar efendim ^^