Ayın Yazarı
Agatha Christie
Kitap Kulübüne Üye Olmak ya da Bir Kitap Kulübü Kurmak İşte Bütün Mesele Bu!
Merhaba!
kitapmimari.com’un yeni köşesi YazıYorum’a hoş geldiniz!
Yeni köşenin açılışını Merhaba Kitap Kulübü’nün 3. yıl dönümüne denk getirip uğurlu bir başlangıç yapmak istedim çünkü kulüp kurmak bana çok iyi geldi. Yolum kulüp sayesinde çok güzel insanlarla kesişti ve kitaplığım tıpkı hayalini kurduğum gibi tür bakımından zenginleşti. Umarım kitap harici konulara değineceğim YazıYorum’da da şansım yaver gider ve üç yıl sonra bu köşe için de ‘Bu kadarını hayal bile etmemiştim!’ diyeceğim cümleler kurabilirim.
YazıYorum; dizilerden, filmlerden, daha etkili okumak için izlediğim kişisel yöntemlerimden, türlere dair oluşturduğum listelerden ya da tamamen alakasız kitap zamları serzenişlerinden oluşacak ve birlikte çok eğleneceğiz. Gelelim bugün için seçtiğim, tabiri caizse günün anlam ve önemini anlatan yazıdan kısaca bahsedecek olursam; kitap kulüplerini masaya yatıracağız ve kulüp üyesi olmaktan, kitap kulübü kurmaya kadar kulüplere dair hemen her konuya değineceğiz.
Hazırlasanız başlayalım…
Öncelikle, sizi buraya sürükleyen şey aklınızdaki “Kitap kulübüne üye olmalı mıyım?” sorusuyla cevap kesinlikle “Evet!”.
Kitap kulüplerinin köklü bir geçmişi var. Neredeyse matbaanın keşfedildiği günden beri varlığını sürdüren ve çoğunlukla aynı bölgede yaşayan insanlarca yürütülen kulüp toplantıları, son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte kütüphane duvarlarının ötesinde kendine hayat bulmaya başladı. Ülkemizde kütüphane üyeleri arasında kulüp kurma fikri yaygın olmasa da neredeyse her ilin hatta her ilçenin okurlarını buluşturan kitap kulüpleri varlığını sürdürüyor. Kimi az sayıda kimiyse mekân kapatmayı gerektirecek kalabalıktaki üyeleriyle kitap kulüpleri arasında on yılı devirenler de var, pandemi sonrası süreçte kurulduğu için ilk yıllarını yaşayanlar da. “Bulunduğum yerde kitap kulübü yok” ya da “toplantı günleri bana uyan bir kulüp yok” diyen okurlarsa online kitap kulüplerini tercih edilebilirler.
Merhaba Kitap Kulübü, 2019 yılında kuruldu ve pandemi öncesi dönemde kurulduğu için ilk toplantılarını yüz yüze gerçekleştirdi. Salgın tedbirleri sebebiyle cafelerin uzunca bir süre kapatılması ve kalabalık buluşmaların yasaklanması, Merhaba Kitap Kulübü’nün online kitap kulübüne dönüşme sürecini başlattı. Kuruluştan bu yana geçen yıllar içinde hem yüz yüze hem de online kitap kulübü toplantılarına katılma deneyimi yaşadım ve aşağı yukarı iki deneyimin de insanın ufkunu eşit miktarda açtığını söyleyebilirim. Bence kulüp seçimi yaparken tercihinizi online mı yüz yüze mi? sorusundan ziyade toplantıların yapıldığı günler bana uyuyor mu? sorusunu düşünerek yapmalısınız.
Kitap kulüplerinin işleyişi tüm dünyada neredeyse aynı. Kitap listeleri ya kurucu tarafından belirleniyor ya da yaygın olarak üyeler arasından oylama yapılarak seçiliyor. Seçilen kitap belirlenen süre içinde okunuyor ve toplantı günü kitaba dair yorumlar paylaşılıyor. Bazı kulüpler konuşmacı önderliğinde toplantı gerçekleştirse de genellikle toplantılarda tüm okuyucuların fikrinin dinlenmesine dikkat ediliyor. Merhaba Kitap Kulübü gibi bazı kulüpler, toplantılarına okudukları kitabın yazarını çağırıp söyleşiler düzenliyor.
Düzenli kitap okuyan okurlar ile kitap okuma alışkanlığı kazanmaya çalışan okurları bir araya getiren kulüpler, verdiği sorumluluk hissi sebebiyle okuduğunuz kitap sayısını arttırıyor. İster ayda 1 kitap okuyun isterse ayda 10 kitap bitirin, kulüp sayesinde bir süre sonra okuduğunuz sayfa sayısı ve kitap okuyarak geçirdiğiniz günlerde istikrarlı bir artış gözlemliyorsunuz.
Kitap kulüplerinin en önemli avantajı kitabı tamamlaması.
Okurlar olarak kitabı ne yazık ki dar bir perspektifle algılayabiliyoruz. Mesleki birikimimiz, hayat görüşümüz, kitabın konusuna ya da türüne dair bilgilerimiz çerçevesinde kitabı sınırlı bir şekilde kavrayabiliyoruz. Aslında bu durum tek başına okurken fark edilmiyor ama kitap kulübüne üye olduktan sonra “Bu zamana kadar okuduğum kitaplar hep eksik kalmış.” hissi yüzünüze acı bir şekilde vuruyor. Çünkü bir kitabı kulüpte; doktor, mimar, avukat, mühendis, ev hanımı, tarihçi, sosyolog, müzisyen, psikolog, sanatçı, öğretmen, profesör, lise öğrencisi gibi hepsini ne yazık ki aynı anda olamayacağınız geniş bir entelektüel kitle okuyup inceliyor. Seçilen eseri her okur kendi yetkinliğiyle değerlendirdiği için farklı bakış açılarıyla kitabı ele alma şansı buluyorsunuz. Kısacası bir kitap, kitap kulübünde tartışıldıktan sonra, o kitap hakkından söylenecek her söz söylenmiş, değinilecek her noktaya parmak basılmış oluyor. Bu tamamlanmıştık hissi çoğu üyede vazgeçilmez bir hale geliyor, öyle ki bazı üyeler artık kulüpsüz kitap okuyamaz hale geliyor ve birkaç kulüpte birden okuma yapmaya başlıyorlar.
İnternetteki yorumlarla tamamlanmışlık hissi yakalanabilir mi diye çok düşündüm ve bunun kulüpteki kadar mümkün olmadığına inanıyorum. Özellikle sosyal medyadaki çoğu kitap yorumcusu yayınevleri ile yaptıkları protokol anlaşmalarında yer alan kitapları öneriyor. Sizin, aslında kitap yorumu diye okuduğunuz çoğu metin, yayınevi tarafından hazırlanıp paylaşılması için takipçi sayısı yüksek olan hesaplara gönderiliyor. Tabii ki tüm hesaplar bunu yapıyor diyemeyiz ama çoğu hesabın paylaşımları kitap tanıtımı için hazırlanmış reklam metinlerinden ibaret. Goodreads gibi sitelerdeki özgün yorumlarda da kitabı yorumlayan kişinin o türe dair yetkinliği bilinmediği için kulüpteki kadar isabetli yorumlarla karşılaşma ihtimaliniz seyrekleşiyor diyebilirim.
Her kulüp farklı periyotlarda bir araya gelir ve bu durum sizi sınırlı bir sürede okuduğunuz kitabı bitirmeniz için motive eder.
Kimi okur zora gelmez eline aldığı eseri günlere yayarak okur, kimi okur kitabın başından bitirene kadar kalkmak istemez ama her okur zaman zaman okuma hızını ya da motivasyonunu arttıracak bir katalizöre ihtiyaç duyar. İşte burada devreye kitap kulüpleri giriyor.
Toplantı gününe kadar kitabı bitirmek istiyorsunuz ve bunu sıkıcı bir görev gibi değil de ‘Tüm yorumlara hâkim olmak için gerekli bir ihtiyaç’ olarak görüyorsunuz. En seyrek periyot olan ayda bir kitap bile size senede 12 kitabı kitaplığınıza ekleme fırsatı sunuyor. Kitaplar hakkında konuştukça okuma listeniz kabarıyor ve diğer üyelerin kitap önerileri sizi bir süre sonra tutkulu bir kitap kurdu haline getiriyor. Bence kulüplerin en büyük avantajlarından bir diğeri okuma zevkinizi bilen okurlardan kitap tavsiyesi alabilmeniz.
Merhaba Kitap Kulübü’nün kuruluş amacı “Her ay farklı türde kitaplar okumak.”. Zaman içinde, toplantı işleyişinden buluşma şekline kadar neredeyse her şey değişse de bu amacımız sabit kaldı. Biz her ay farklı türde kitap okuyarak, hep aynı tür kitap okumaya yöneldiğimiz zincirimizi kırıyor ve kitaplığımızın tür çeşitliliğini arttırmayı hedefliyoruz. Neredeyse her kulüp bir amaç doğrultusunda okuyor. Bu zamana kadar; ödüllü yazarları okuyan, çocuk kitapları okuyan, bilim kurgu gibi tek bir tür seçip okuyan, feminist yazarların kitaplarını okuyan, queer edebiyatı okuyan, ödül almış kitaplar okuyan, bir ülke seçip ülke edebiyatı okuyan ya da bir dizi karakterinin okuduğu kitapları okuyan pek çok kitap kulübüyle karşılaştım. Kendi edebi zevkinize ya da kulübe üye olmak istediğiniz amaca uyan bir kitap kulübü bulacağınıza emin olabilirsiniz. Daha önce de belirttiğim gibi teknolojik gelişmelerden nasibini alan kitap kulüplerine ulaşmak artık çok daha kolay.
Kitap kulübüne üye olmanın sadece okur hayatımıza katkısı olduğunu zannetmeyin. Kulüpler aynı zamanda; sosyal becerilerinizi geliştireceğiniz, topluluk önünde konuşma fobinizi yeneceğiniz hatta uzun yıllar sürecek dostluklara adım atabileceğiniz sosyal ortam oluşturuyor.
2019 yılından bu yana pek çok üyeyle tanıştım ve pek çok açıdan yaşadıkları yükselişe tanık olma şansı buldum.
İlk toplantısında kısık sesle tek kelimelik bir “Beğendim.” yorumu yapan okur arkadaşlarımın birkaç toplantı sonrasında bülbül gibi şakıyan kitap yorumlarını hayranlıkla dinledim.
Kulüp öncesinde okuduğu kitabın çevirmenine bir kez olsun bakmamış okurun, “X çevirmenin çevirisi ödül almış, bu çeviriyi okuyalım.” diye seçilen kitaba dair çeviri önerisinde bulunduğunu gördüm. “O türü asla okumam.” önyargısını kırıp toplantıda bahsi geçen kitapların hepsini bir solukta okuyan, yazarlara dair derin araştırmalar yapan, ayda bir kitabı zor yetiştirirken haftada 2-3 kitap okumaya başlayan pek çok üye ile karşılaştım. Hepimizin kulüpten beslendiği konu farklıydı ama yaşadığımız şey gelişmekten ve bilinçli bir okur olmaktan başkası değildi.
Tabii tüm bu güzel süreç kafanıza uyan, bir parçası olmaktan mutluluk duyacağınız, bir süre sonra aileniz gibi benimseyeceğiniz bir kitap kulübüne üye olmakla başlıyor. Benim ilk kitap kulübü tecrübem Merhaba Kitap Kulübü’ydü. Öncesinde herhangi bir kulüp toplantısında yer almamıştım ve tamamen sıfırdan kurduğum kulüple bu dünyaya adım attım. Kulüp üyesi bazı arkadaşlardan dinlediğim kadarıyla, kafanıza uyan bir kulüpte yer almazsanız, hayatınıza anlam katmasını beklediğiniz kulüp serüveniniz tatsız bir tecrübeye dönüşebiliyormuş. Özellikle yakınılan konular, bir heves kurulan kulüplerin 2-3 toplantı sonrası sessizce dağılması ya da kitap tahlillerinin arkadaş dedikodusundan öteye geçmeyen yüzeysel sohbetler olarak kalmasıydı. Sizlere tavsiyem denediniz ve memnun kalmadıysanız bu memnuniyetsizliğinizi kitap kulüplerine mal etmektense sadece o kulüp özelinde olabileceğini göz önünde bulundurmanız yönünde olacak.
Merhaba Kitap Kulübü gibi, tamamen gönüllü bir işleyiş sürdüren ücretsiz kitap kulüpleri olduğu gibi aylık/toplantı başı ya da yıllık üyelik ücreti talep eden kitap kulüpleri de olabiliyor. Bazı okuma grupları ise sizden oluşturdukları listeyi okuduktan sonra üye olmanızı istiyor. Bu yüzden katılmayı düşündüğünüz kulüple iletişime geçip üyelik şartlarını sormanızda fayda var.
Aradınız sordunuz, kitap kulübü arayışınızda bir sonuca ulaşamadınız ya da benim gibi “Şimdi onlar senelerdir görüşüyordur, ben aralarına giremem yabancı kalırım.” gibi sosyal bir çekinceyle kendi kulübünüzü kurmaya karar verdiniz diyelim. Öncelikle, kolay gelsin!
Kitap kulübü kurma süreci keyifli ve keyifli olduğu kadar büyük bir sorumluluğu beraberinde getiriyor. Bence kuruluş amacını kesin bir şekilde ortaya koymanız gerekiyor. Online kulüp sayısındaki artış alternatifleri çoğalttı ve sizi diğerlerinden ayırıp öne çıkaran bir özelliğiniz mutlaka olmalı. Ücretli bir kulüp mü olacaksınız, yüz yüze mi yoksa online toplantılar mı yapacaksınız buna karar vermeniz ve bu doğrultuda işleyişinizin ana hatlarını belirlemeniz gerekiyor. Mesela bazı kulüpler daha çok dost meclisi gibi amatör bir ruhla ilerlerken, Merhaba Kitap Kulübü daha kurumsal bir işleyişle ilerliyor.
İnsanları toplantılardan haberdar etmek, iletişimde kalmak, imza günü, söyleşi gibi çeşitli etkinlikler düzenlemek, üye başvurularıyla ilgilenmek, sosyal medya duyuruları hazırlamak, sevdiği yazarınızın söyleşisine katılamayan okurların serzenişlerini dinlemek derken aklınıza gelen gelmeyen pek çok konuyla ilgilenmeniz gerekebiliyor. Sizlere tavsiyem bunu bir ekip olarak yapıp sorumluluğu birkaç kişi arasında paylaştırmanız yönünde olacak ama tek başına da altından kalkılamayacak bir yük değil.
Yüz yüze toplantılar ve online toplantılar arasında başta belirttiğim gibi edebi doyuruculuk açısından bir fark yok fakat ikisinin de öne çıkan bazı özellikleri var. Merhaba Kitap Kulübü, pandemi süreci yaşanmasa yüz yüze toplanmaya devam edecekti. İtiraf etmek gerekirse, online kitap kulübü fikri aklımın ucundan geçmemişti ama şimdi kitap kulübünü yüz yüze toplanan bir hale çevirmeyi düşünemiyorum. Dört farklı ülkeden çok değerli üyelerimiz var ve bu durum online kitap kulübü olmanın en büyük avantajlarından biri. Farklı ülkelerden, farklı şehirlerden, belki de asla aynı ortamda yolu kesişemeyecek okurların fikirlerini öğrenme şansına sahibiz. Bu yüzden online kitap kulübü kurmanızı önereceğim. Yüz yüze toplanan kulüplerin de farklı bir samimiyeti var çünkü toplantılarda aynı demlikteki çayı, aynı kahve çekirdeğinin kokusunu paylaşıyorsunuz ve sosyalleşme açısından yüz yüze toplanan kulüplerin toplantıları daha doyurucu olabiliyor. Online toplantılarda sohbet bir anda biterken, yüz yüze toplanan kulüp toplantılarında kulüp toplantısı bitse de sohbet devam ediyor. Belki de ilçe kulüpleri ya da küçük şehirlerdeki üniversitelerin kitap kulüplerinin büyük bir çoğunluğunun yüz yüze toplanma sebebi budur diye düşünüyorum. Kısacası ister yüz yüze olsun ister online olsun işleyiş ana hatlarıyla aynı olduğu için önemli olan kulüp üyesi olmaya çıkıyor.
Kitap kulüpleri alternatif etkinlikleri seven oluşumlar olduğu için sizi hiç ummadığınız bir alanda heveslendirebilir.
Çoğu kitap kulübü kitap okumalarını sinema filmleriyle desteklemeyi tercih ediyor. Kitap uyarlaması filmler, okunan kitabı tamamlayan yapımlar, yönetmen/dönem odaklı film seçimleri ile sinema kültürünüzü geliştirebilirsiniz. Biz Merhaba Kitap Kulübü’nde çoğu kulüp gibi sinema geceleri düzenliyoruz fakat çoğu il/ilçe kulübü tiyatroya gidiyor ya da şehirlerine gelen sergileri geziyor. İletişime geçtiğiniz kulübe alternatif etkinlikler yapıp yapmadıklarını sorabilirsiniz.
Tüm bu saydıklarımın haricinde kitap kulübü kurucusu olma maceram bana tahmin edemeyeceğim artılar kazandırdı. Normal şartlarda tanışamayacağım yazarlarla, çevirmenlerle ya da yayınevi sahipleriyle sohbet etme şansı buldum. Yerel ve ulusal basında kitap kulübü sayesinde yer aldım ve bu yüzden yıllardır haberleşmediğim ilkokul arkadaşlarımdan bile övgü dolu geri dönüşler aldım.
En büyük kazancım; kitap öneren, okuduğumuz kitaba dair yorumlarıyla ufkumu açan okur dostlarımla tanışmak oldu. Okur arkadaşlarıma toplantılarda sıkça dile getirdiğim gibi Merhaba Kitap Kulübü benim çocukluk hayalimdi, şimdiyse küçük bir parçası olmaktan gurur duyduğum hayal ötesi bir oluşuma dönüştü.
Fark ettiyseniz yazının herhangi bir yerinde Merhaba Kitap Kulübü’ne üye olun yazmadım. Çünkü kitap kulüpleri çok çeşitli ve hepsi farklı ihtiyaçtaki okurlara hitap ettiği için aynı oranda değerli. Bir de, 1 kişinin geldiği ilk toplantıdan bu yana kulübümüze rağbet inanılmaz bir şekilde arttı. Resmen kurduğumuz gönüllü ekiple birlikte üyelik başvurularına yetişemiyoruz ve yerimiz dolduğu için her ay yeni üye alımı yapamıyoruz. Üye olmak isteyen arkadaşlara şans verebilmek için şöyle bir sistem geliştirdik, 2 ay toplantıya katılmayan kişi eğer mazeret bildirmemişse kulüpten uzaklaştırılıyor ve yerine yeni bir kişi toplantılara katılıyor. Bu yüzden iki ayda bir, az sayıda yeni okuru bünyemize katabiliyoruz.
Hem ücretsiz hem de toplantılarında yazar ağırlayan bir kulüp olduğumuz için üyelik ayrıcalığını, ilgili okurlardan yana kullanıyoruz ve üye sayımızı toplantı süresini düşünerek belli bir seviyede tutmaya özen gösteriyoruz. Dilerseniz İletişim bölümündeki form aracılığıyla ya da merhabakitapkulubu@gmail.com ’a kendinizden kısaca bahsettiğiniz bir mail atarak üyelik hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz ya da kitap kulübü üyeliğinizi diğer kulüplerle görüşerek başlatabilirsiniz.
Kulübün kuruluş yıl dönümüne yakışır bir kutlama yapmak istedim ve geçtiğimiz 3 yıl boyunca bana sorulan soruların hepsini tek seferde cevaplamaya çalıştım. Yine de aklınıza takılan bir soru varsa sitedeki iletişim bölümünden ya da kitapmimari@gmail.com’a mail atarak bana ulaşabilirsiniz. Site tasarımında okuyucu yorumu bulunmuyor fakat yorumlarınızı Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarımdan iletebilirsiniz.
Bir sonraki YazıYorum’da görüşmek üzere!
Sevgiler,
Ceren.
Ayın Yazarı
Agatha Christie