Temmuz Ayında Okuduklarım |2021

 

Merhaba!

Temmuz ayı tahammülü zor sıcak hava dalgaları sebebiyle beni epey zorlasa da bulduğum ilk gölge yere oturup kitap okumaktan başka bir şey yapamadığım için bol bol okuma fırsatı bulduğum bir ay oldu.

 

       Yılın ilk günlerinden beri ağırlıklı olarak roman okuduğum için yaz aylarını nispeten daha hafif okumalar yaparak geçirmeye karar vermiş ve haziran ayından itibaren beni yormayacak kitaplara yönelmiştim. Bu kararı almamda yıl başında hedeflediğim 60 kitaba yılı henüz ortalamışken ulaşmamın da büyük bir etkisi oldu. Artık daha farklı türde kitaplarla kitaplığımı zenginleştirmeye zaman ayırabiliyorum.

 

       Temmuz ayının okur hayatımda unutulmaz bir yeri olduğunu söyleyebilirim. Çizgi romanlarla başladığım alternatif arayışımı hayatımda ilk kez manga serisi okuyarak farklı bir boyuta taşıdım. Aslında karikatür ve çizgi romanları seven bir okurum ama mangalardan bunca yıl uzak durmamın sebebi vardı. Bitmemiş serileri okumayı sevmiyorum ve piyasadaki çoğu manga uzun soluklu diyebileceğimiz yıllarca süren bekleyişlerle tamamlanabilir serilerden oluşuyor. Bir de işin içine Türkçeye çevrilmesini beklemek girince mangalardan bile isteye uzak durmuştum. Tabi bu saatten sonra bu mesafeli duruş mümkün olmayacağı için bitmiş/tamamlanmış serileri okumaya başlayacağımı da duyurmuş olayım.

 

       Gelelim temmuz ayında okuduğum kitaplara. Bu ay çoğu çizgi roman ve mangadan oluşan tam 26 kitap okudum. Okuduğum kitaplar:

 

• Ivan Isaenko’nun Görünmeyen Yaşamı – Scott Stambach

• Dünya Sineğe Baktı – Cahit Kaya

• Kısa Bir Cehennem Ziyareti – Steven L. Peck

• Istırap Sokağı (Mila 18) – Leon Uris

• Mavi En Sıcak Renktir – Jul Maroh

• 3üz – Grant Morrison

• Kalp Çarpıntısı Cilt 1 – Alice Oseman

• Kalp Çarpıntısı Cilt 2 – Alice Oseman

• Eğer Kızın Olsaydım – Meredith Russo

• Infernaliana – Charles Nodier

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 1 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 2 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 3 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 4 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 5 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 6 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 7 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 8 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 9 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 10 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 11 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 12 – Tsugami Ooba

• Death Note Ölüm Defteri Cilt 13 – Tsugami Ooba

• Death Note L Dünyayı Değiştir – Tsugami Ooba

• Death Note Bir Başka Defter – Los Angeles BB Cinayetleri – Tsugami Ooba

• Yılanların Öcü – Fakir Baykurt

 

 

       Ivan Isaenko’nun Görünmeyen Yaşamı ile dramatik bir giriş yaptığım temmuz ayında Dünya Sineğe Baktı ile her ay okumaya çalıştığım öykü türünü aksatmamış oldum, çok da iyi oldu.

 

       Kısa Bir Cehennem Ziyareti, nihayet Kara Çınar Dizisi’ne giriş yapmamı sağladı. Seriyi peş peşe okumayı düşündüğüm için geçmişte beğeniyle okuduğum Infernaliana’yı da bir kez daha okudum.

 

       Bu ayın hatta son yılların manevi açıdan en kıymetli kitabı Istırap Sokağı’ydı. 1963 basım bu kitap ne yazık ki sadece ikinci el temin edilebiliyor. 1970’li yıllarda bir nüshasını ödünç verip geri alamadığı için üzüntü duyan ananeme doğum gününde hediye etmek için aldığım kitap beni gözyaşlarına boğdu diyebilirim. Hitler döneminde yaşanan vahşeti iliklerinize kadar hissettiren Istırap Sokağı’na sahaflarda denk gelirseniz mutlaka kitaplığınıza eklemelisiniz.

 

       Mavi En Sıcak Renktir konusu itibariyle dilimize çevrilmez diye düşündüğüm çizgi romanlardan biriydi. Film uyarlaması ile sınırlı bir yere kadar paralel ilerleyen ama sonu bakımından çok daha dramatik olan bu çizgi romanı meraklısına tavsiye ediyorum.

 

       Sanırım son aylarda çizgi roman alışverişi yapıp sepetine 3üz’ü eklemeyen okur yoktur. Gördüğüm beğeni dolu yorumlara daha fazla dayanamadım ve bu bilim kurgu türündeki çizgi romanı severek okudum.

 

       Kalp Çarpıntısı okuru büyüleyen kitaplardan biri. Sıcacık, kalp yumuşatan bir aşk hikayesi var ve çizimleri o kadar sevimli ki bazı bölümleri tekrar tekrar okusanız da asla sıkılmıyorsunuz. En kısa zamanda 3. Ve 4. Ciltle buluşmayı umuyorum.

 

       Eğer Kızın Olsaydım, gerçekçi kurgusu ile hem empati yaptıran hem de okuru sürükleyen kitaplardan biriydi. Yakın zamanda bu kitap ile ilgili bir yorum hazırlamayı düşünüyorum.

 

       Manga okumaya karar verince, izlediğim ilk anime serisi olan Death Note ile başlamak istedim. İyi ki “Nasılsa animesini izledim başka bir seri okuyayım.” hatasına düşmemişim. Anime ve manga arasında dağlar kadar olmasa da büyük farklılıklar var ve manga, zaten muhteşem olan anime uyarlamasından kat be kat daha iyi.

 

       Death Note dünyasına dalında kopmakta epey zorlandığım için çizgi roman serisinin haricindeki 2 kitabı da hemen sipariş ettim. Los Angeles BB Cinayetleri ve L Dünyayı Değiştir keyifle okuduğum polisiyelerden oldu. Tabi bu iki novellayı çizgi roman serisini bitirdikten sonra okumak gerekiyor. Bağımsız okunabilir mi evet ama atıflar, çizgi romandaki olayları tamamlayan unsurlar düşünülünce sıra takip etmekte fayda var.

 

        Yılanların Öcü’nü, Merhaba Kitap Kulübü ile birlikte okudum. Hakkında uzun uzun sohbet etme şansı bulduğum kitap aynı zamanda okuduğum ilk Fakir Baykurt kitabıydı. Önümüzdeki yıl Türk Edebiyatı’na daha fazla yönelebilirim. Böyle bir durumda mutlaka listeme birkaç Fakir Baykurt eseri ekleyeceğim.  

 

       Benim temmuz ayım bu kitaplar ile birlikte geçti. Çoğu çizgi roman ya da manga olduğu için son birkaç yılın kitap rekorumu kırdığım bir ay geçirdim. Hoş bu gibi sayısal verilere takılan ya da önemseyen bir okur değilimdir. 3 kitap da okusam aynı heyecanla sizlerle paylaşıyorum, 33 kitap okusam da… Kaldı ki her kitap aynı hızla okunmuyor ve üzerine düşünülmesi gereken konulara sahipse insanı birkaç gün kendi dünyasına hapsediyor.

 

Umarım ağustos ayı da en az temmuz gibi keyifli ve bol kitapla dolu geçer.

Sevgiler.