Ayın Yazarı
Agatha Christie
Hoş geldin sonbahar, hoş geldin yağmur, hoş geldin serin hava, hoş geldin!
Eh, kabul etmek gerekirse ‘Eylül geldi!’ sevincimi zam haberleriyle gölgelenmeden önce 3 dakika kadar yaşayabildim. Yine de eylülün gelmesi, yaprakların sararmaya başlayacak olması ve ufukta görünen kış beni mutlu ediyor.
Yaz mevsimini sevmiyorum. Sıcak ve nemli günlerde ki küresel iklim değişikliği yüzünden son yıllarda yazın neredeyse tamamında içimden bir şey yapmak gelmedi ve bu durum kitap okumama da yansıdı. Açıkçası bu ay kitap okumak için zaman yaratmadım. Zamanımın çoğunu romantik komedi filmleri ve Flinch gibi güldüren Netflix şovlarına ayırdım. Gülmek ve gündemden az da olsa uzaklaşmak için tercih ettiğim yol başarılı olduğu için kitap okuyamamış olmayı dert etmiyorum.
Ağustos ayında okuduğum kitaplar;
• Keşke Gerçek Olsa – Marc Levy
• Edebiyat Sözlüğü – Ali Püsküllüoğlu
• Dövüş Kulübü 2 Toplu Set – Chuck Palahniuk & Cameron Stewart
Keşke Gerçek Olsa’yı, Mark Ruffalo filmleri maratonu yaparken karşıma çıkan Just Like Heaven filminden sonra okumaya karar verdim. Filmin uyarlandığı kitap bir süredir okunmayı bekleyen kitaplarımın arasındaydı. Açıkçası başka Marc Levy kitapları da bekleyen kitaplar listemde olduğu için Keşke Gerçek Olsa’yı uzuuun yıllar okumayı planlamıyordum ama bir şekilde yolum kitapla kesişti ve filmi izlemeden önce okudum. Film uyarlaması yaklaşık 2 saat, kitabı okumak da neredeyse 2 saat sürüyor. Oldukça akıcı ve kolay okunan bir kitaptı. Mark Ruffalo hayranı olsam da uyarlamadaki değişiklikler yüzünden kitabı daha çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Film güzel ama kitap çok daha güzel.
Sözlük okumayı seviyorum. Özellikle roman okumaya bilinçli bir şekilde ara verdiğim zamanlarda sözlük kurcalamak hoşuma gidiyor. Edebiyat Sözlüğü, içerik bakımından yeterli bir kaynak olsa da sanırım edebiyatla iç içe bir hayat sürdürdüğüm için kelime haznemi geliştirmeme yardımcı olmadı. Yıllardır kullanmadığım bazı kelimelerle karşılaştığım küçük bir kaçamak yaşamış gibi hissettim sözlüğü okurken.
Dövüş Kulübü’nün devam etmesini çoğu okur gibi beklemiyordum. Yıllar sonra gelen çizgi roman serisinden çıktığı günden beri haberdarım ama elim, sanki o büyülü sonun gölgesinde kalacakmış gibi hissettiğim için bir türlü kitaba gitmiyordu. Toplu set halinde uygun fiyata bulunca sipariş ettim ve bir kez daha ön yargılarımla yüzleştim. Hikâye daha karanlık, daha vahşi ve okuru sersemletmek üzerine kurulmuş diyebilirim. Hüsran yaşarım diye düşündüğüm kitabı bitirdiğimde düşünebildiğim tek şey bir daha okumak istediğimdi.
Okumaya ara verdiğim ağustos ayım bu kitaplarla geçti. Eylül ayında ara verdiğimiz kulüp etkinlikleri başlayacağı için muhtemelen daha dolu bir ay geçiririm. Şimdiden herkese keyifli okumalar.
Benzer yazılar için tıklayınız.
Ayın Yazarı
Agatha Christie