Loş İklimlerin Hayvanları – Çiğdem Demirhan

Şubat ayında yayın hayatına başlayan ve kısa sürede çok satan listesinde kitaplarını görmeye alıştığımız Kutu Yayınları’nın ilk kitabı Loş İklimlerin Hayvanları, aynı zamanda öyküleri pek çok dergiye konuk olmuş Çiğdem Demirhan’ın da ilk kitabı.

     Pek çok ilki kapaklarının arasında barındıran Loş İklimlerin Hayvanları, okurda öznel çağrışımlar yaratan güçlü bir metin. Açıkçası bu kadar düşündüren, savuran ve dili ile dağlayan kitaplara dair tavsiye yazısı hazırlarken zorlanıyorum. Bu yüzden kitabın yorumunu hazırlayıp hazırlamamak konusunda epey düşündüm. Sanki ne desem, hangi cümleyle size sunsam tanıtmakta ya da önermekte yetersiz kalacağım…

     Loş İklimlerin Hayvanları’na dair dikkatimi çeken bir diğer husus yazarın kitaptan önce okuruna ulaşması oldu.
Çiğdem Demirhan uzun yıllar kişisel bloğunda ve çeşitli dergilerde yayımladığı yazılarıyla okur kitlesini oluşturmuş daha sonra kitabı basılmış ender kalemlerden. Bir yayınevinin ilk kitabı bu özellikte bir eserse devamında yakaladığı yükselen grafik şaşırtıcı bir sonuç değil, sizce de öyle değil mi?

     Toplamda 4 bölüm ve 34 hikayeden oluşan kitap, ister deneme, ister hikaye okuyucusu olun sizi kalbinizden vuracak cümleler ve hikayelerle bezeli. Ben klasik anlamda aklımıza gelen öykülerden daha çok hoşlanan okurlardanım. Giriş, gelişme, sonuç şeklinde ilerleyen ve verilebilecek her şeyin yazar tarafından okura sunulduğu metinler beni daha fazla mutlu ediyor. Açıkçası özellikle son dönemde popülerleşen, betimlemelerle bezeli metinlerde aradığımı bulamıyorum. Bu yüzden “Sesinde kurumuş salıncaklar var. Boş salıncaklar. Tahtadan. Sesinde kırlangıçlar. Dallarında durgun, uçmayan. Sesinde derelerin denizlere karıştığı yerler var. Sesinde bir incirin olgunlaşıp dalından düştüğü an var.” gibi şiirsel, soyut betimleme dolu sayfaların ağırlıkta olduğu ilk bölüm olan Loş İklimlerin Hayvanları’nı bayıla bayıla okudum diyemem. Siz bu tarz cümleler okumayı, akıcı bir melodi gibi yankılanan satırların baş döndürücülüğünde savrulmayı seviyorsanız benden daha çok keyif alarak okuyacaksınız muhtemelen. Klasik öykü sever bir okur olarak kalbimden vurulduğum kısım kitabın üçüncü bölümü yani Villa Derya Apartmanı’ydı.

     Yazar, bölümler arası metin dilini ve kurgusunu o kadar büyük değişimler yaratarak okuyucusuna sunmuş ki; bu yeteneğin karşısında etkilenmemek mümkün değil. Yalın bir dil, ağır betimlemeler, öznel bir yolculuk ya da aradığınız akıcı bir öykü olabilir. Loş İklimlerin Hayvanları neredeyse her okurun beğenisini kazanacak zenginlikte bir kitap. Bu yüzden siz en iyisi en kısa zamanda okuma listenize ekleyin!