Ayın Yazarı
Agatha Christie
Hannibal Lecter Serisi’nde sona yaklaşırken, tempo bir an olsun düşmüyor.
Seriye Kızıl Ejder ile kanlı bir başlangıç yapmış, Buffalo Bill ile bir yandan insan psikolojisine dair karanlık detayları sorgularken korkunç bir vahşete tanık olmuştuk ve en son gördüğümüzde bilinmeze doğru yol alan Hannibal Lecter’in ustaca izini kaybettirmesini izledik. Bu ilgi çekici hikaye, bıraktığımız yerin 7 yıl ilerisinden devam ederken Hannibal’da okuru uzun süre unutamayacağı şaşkınlık dolu bir son bekliyor.
Kuzuların Sessizliği’nde, Hannibal Lecter ile tanışan ve onun karşısında küçük bir çocuk gibi savunmasız kalan başarılı akademi öğrencisi Clarise Starling, şeflerinin uğraşlarına rağmen başarılı ve tanınan bir FBI ajanı olarak karşımıza çıkıyor. Artık 30’lu yaşlarda olan ve sözünü sakınmayan, elde ettiği başarılarla otorite karşısında kendini ezdirmeyen Clarise’i yeniden görmek hoşuma gitti.
İlk kitabın aksine, konu bağımsız ilerleyen Kuzuların Sessizliği’nden sonra serinin sırasız bir şekilde okunabileceğini düşünsem de, Kuzuların Sessizliği ve Hannibal arasındaki bağlantı, en azından bu iki kitabı sıra gözeterek okumanın daha keyifli olacağını gösterdi.
Hannibal, hücresinden kaçtıktan sonra geçirdiği 7 yıllık özgürlüğün tadını çıkartırkan FBI kanalında işler özellikle Clarise için hiç de iyi gitmiyor. Doktor Lecter, gizlemediği hayranlığını her fırsatta Clarise’e göstermeye devam ederken onun çaresizce dibi boylamasına ne kadar izleyici kalacak merak konusu.
Hannibal, ilk iki kitaba göre, Doktor Lecter’e dair daha fazla detay içeriyor. Kitap yıllar önce Hannibal’ın saldırısından canlı kurtulmuş fakat hayatını makinelere bağlı sürdürmek zorunda kalmış Mason Verger’in intikam için bütün imkanları seferber ettiği bir hikaye olarak özetlenebilir. Açıkçası serinin en kanlı ve bol infazlı kitabı olmasına rağmen okuru dehşete düşüren şey hiç beklenmedik bir yerden geliyor.
Thomas Harris seri boyu sürdürdüğü, etkili son vuruş hamlesini bu kez kanlı kan donduran sahnelerden ziyade akla hayale gelemeyecek bir şekilde hazırlamış. Ne desem, hakkında ne söylesem sizi o korkunç sona hazırlayamam ya da tadınızı kaçırmadan cümle kuramam bu yüzden kitabı okumanızı ısrarla önermekten başka bir çarem yok.
Serinin karakter bakımından en zengin kitabı Hannibal’dı ve geçmişe gitmeler, neredeyse her bir yan karakterin bakış açısıyla hikayeyi ele almalar derken bir ara okurken yorulduğumu itiraf etmek zorundayım. Açıkçası bu kadar çok karakterin perspektifinden olayı ele almanın lüzumu var mıydı diye düşünmedim değil ama belki de bu zihin dağıtma, okuru tam anlamıyla gafil avlamak için yazarın hamle hamle tasarladığı bir oyundur kim bilir?
Serinin diğer kitaplarına dair yorumlarımı aşağıdaki listeden inceleyebilirsiniz;
Ayın Yazarı
Agatha Christie