Genç Prens’in Dönüşü – A.G. Roemmers

Antoine de Saint Exupéry’nin her yaştan okur tarafından sevgiyle bahsedilen, unutulmaz kahramanı Küçük Prens’in hikayesi hala daha çok satanlar listesinde sıkça yer alıyor. Sadece kitap okurlarının değil neredeyse her sektörün ikon olarak kullandığı ve pek çok eşyada karşımıza çıkan Küçük Prens’i en son, içinde kuzu olan bir kutu resmiyle gezegenine göndermiştik.

     Saint Exupéry’nin bir akrabası aradan geçen uzun yılların ardından kimi okurun merak ettiği bazı sorulara cevap aramaya çalışmış. “O büyüseydi ne olurdu? Bir gence dönüşseydi? Yine masumiyetini koruyabilir miydi?”

     Küçük Prens, Gece Uçuşu, İnsanların Dünyası ve Savaş Pilotu gibi pek çok Antoine de Saint Exupéry kitaplarını okumuş bir okur olarak yazarın yarattığı masalsı dünyayı ve kitap karakterlerini seviyorum. İlk defa farklı yazar tarafından kaleme alınan devam kitabı niteliğinde bir kitap okudum. Açıkçası aradığım tadı bulamam diye yazarı ölen pek çok serimi yazarlarının yarattığı kadarıyla yarım bırakmayı tercih ettim. Genç Prens’in Dönüşü devam kitabı okuma açısından bir ilkti benim için ve devam kitabı okumama kararımın isabetli olduğunu düşünmeme yol açtı. Kitap güzel olsa da farklı bir kalem farklı bir yorum, farklı bir edebi dünya… Yerini tutmuyor açıkçası.

     Küçük Prens büyümüş, kutu içindeki kuzu resminin bir aldatmaca olduğunu öğrenmiş ve adeta kandırılmanın hesabını sormak için bir kez daha uzun yollar aşıp gezegenimize geri dönmüş.

     Yolu Genç Prens ile Patagonya’nın ıssız yollarında kesişen kitap kahramanımız ilk başta tanımadığı Prens’i bitkin halde görünce tek başına bırakmak istemiyor ve arabasına alıyor. Kitap boyu süren araba yolculuğunda Genç Prens’in kafasındaki sorulara yanıtlar ararken tıpkı Küçük Prens’tek gibi düşündüren hayat dersleriyle karşılaşıyoruz.

     Genç Prens’in Dönüşü felsefi akımlara ve düşünürlere hakimseniz, alt metin olarak oldukça sık atıflarla karşılaşacağınız bir kitap olmuş aynı zamanda. Bu açıdan kitabı oldukça keyifli buldum. Akıcı dili, Küçük Prens kitabını hatırlatan satırları ve eski bir dostu yıllar sonra farklı bir yazar aracılığıyla da olsa görmek oldukça keyifliydi.

     Antoine de Saint Exupéry’nin edebi açıdan unutulmaz cümleleri olmasa da kitabın Küçük Prens okurları tarafından beğeniyle okunacağını düşünüyor ve tavsiye ediyorum.