Biliyordu Dönmeyecektim – Birol İnan

Kalbim Pera adlı romanıyla okurlarını Ege Denizi’nin kıyılarına götüren Birol İnan, Biliyordu Dönmeyecektim ile bu sefer bizleri Diyarbakır’ın çorak topraklarına doğru bir yolculuğa çıkartıyor.

     “‘Yaşamayı dilediğin hayat bu muydu?’ diye sorsalar; yaşadığım hayatı asla bilemez, hatta hayal bile edemezdim.” cümlesiyle başlayan kitapta Turan Demir’in Diyarbakır’ın küçük bir köyünde başlayıp, Maksim Gazinosunun ışıltılı sahnelerine uzanan hayat hikayesine tanık oluyoruz.

     Biliyordu Dönmeyecektim, sonu daha ilk sayfadan belli olan kitaplardan. Yazar kitap kahramanı Turan’ı karşımıza ilk önce 71 yaşında ve tanışmalarından ‘ikinci kez doğdum’ diye bahsettiği Ayda Hanım ile birlikte huzur ve mutluluğa ermiş haliyle köyüne yaptığı bir gezide çıkartıyor. İki sayfalık kısa girizgahtan sonra Turan’ın on beş yaşındaki toy haliyle Diyarbakır’daki köye geri dönüyoruz. Bu kez Turan henüz genç bir delikanlı ve köy ağasının pek çok karısından biri olan akranı Dilan’a aşık. Köyün genç erkeklerinin rüyasını sıkça süsleyen ve adeta yasak elma gibi görülen Dilan’ın da gönlü Turan’a düşünce iki genç arasında yasak ve tutkulu bir aşk filizleniyor. Turan ve Dilan’ın ateşli aşk kaçamakları git gide dizginlenemez hale gelince Turan köyü terk etme kararı alıyor.

     Şehir merkezinde yaşayan Bibi Hala’nın yanında yaşamaya giden Turan, ardında ailesini ve çocukluğunu bıraksa da çekingenliğini ve aşkını her saniye yanında taşıyor. Bir süre sonra ailesinin de göç etmesiyle köyle olan bağı kopan Turan’ın Dilan’la olan gönül bağı bir türlü kopmuyor ve Dilan’ın köyden kaçtığı dedikoduları kulağına kadar gelince, bir umut haber duyarım diye falcı komşularının kapısını çalıyor. Falcının hayallerinin peşinden giderse gerçekleştireceğine dair kehanetine inanıp rotasını müziğe çeviren Turan’ın türkücülük kariyerinde zirveye tırmanışını kitap boyu, Zeki Müren, Muazzez Abacı, Osman Yağmurdereli gibi pek çok ünlü ismin eşliğinde takip ediyoruz.

     Kitapta genel olarak Turan’ın hayatına göz atıyor olsak da yazar; köyden kente göçü, geçmişte yaşanan ve pek çok kapı komşusunu birbirine düşman eden kutuplaşmayı ve insanı hezeyana sürükleyen platonik aşkı, hikayenin içine ustaca yedirmiş. Kitaba dair tek eleştirim bazı önemli olayların ya da hatırı sayılır zaman atlamalarının birkaç satırlık cümlelerle okura sunulmuş olmasıydı. Böyle ani geçişlerden pek hoşlanmasam da bu anlatımdaki kitapların sunduğu film izliyormuş hissi sayesinde bir süre sonra kitabı elimden bırakamadım.

     Birol İnan, Biliyordu Dönmeyecektim kitabında; eşine sık rastlamadığınız samimiyetteki karakterleriyle ve neredeyse her bölümde karşımıza çıkan halk türküleriyle okura film tadında akıcı bir hikaye sunuyor. Yazarın diğer kitaplarında da olduğu gibi esas kahramanı okura sevdirme endişesi Biliyordu Dönmeyecektim’de de yok. Yanlışı doğrusu, tüm insani halleriyle karşımıza çıkıyor Turan Demir ve büyük bir sempatiden ziyade yaşadığı olaylara verdiği tepkilerle daha çok empatimizi kazanıyor. Her sayfası bizim insanımızla yoğrulmuş, iyisiyle kötüsüyle geçmiş yılları yad etmiş ve umudu umulmadık anlarda yeşertmiş bu akılda kalıcı romanı, kitaplığınıza eklemenizi öneriyorum.

Kalbim Pera kitap yorumum için tıklayınız.